Başarıyı İstemek

Tevfik AKTULUM

03-10-2022 08:33

 

Başlık 2: Başarıyı İstemek

 

Başarılı  olmak… Başarıyı istemek… Dünyada herkes başarılı olmak ister. Öğrencinin derste, insanın hayatta başarılı olması herkesin özlem duyduğu bir güzelliktir.

Öyle ya, dünyada kim başarıyı istemez ki… Doğal olarak herkes hayatında başarılı olmak ister.                                                                                                                                                                                                                                   

Başarı ancak isteyenindir. Hasebiyle başarı, öncelikli olarak istemekle başlar. Ancak başarının asıl kazanılması istekten sonra gerekenlere riayetle mümkün olur. Şayet başarı sadece istemekle olsaydı, Osmanlıcada meşhur olan atalarımızın dediği şu sözün manası kalmazdı.

Osmanlıcadan aslı olan ibare; “kabiliyet tadı haktır, herkese olmaz nasip.” Yani kısaca herkes iyi bir başarı, iş, görev gibi ister; fakat herkese nasip olmaz. Yani kişinin istediği ne olursa olsun fark etmeksizin, eğer kişi  gerçekten istiyorsa, bu istediğinin gereğini mutlaka yerine getirmelidir. Aksi taktirde istediğinin hiçbir anlamı kalmaz. Yalnız istemiş olur.

Halbuki söz-fiil ikilemi gerçekleşmezse hiçbir işe yaramaz. Yani istenilenin davranışlarla pekiştirilerek gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. Aslında bu gerçeği herkes bilir. Nedense uygulamada problem var. Tembellik, ihmallik hesaba gelmeme gibi birçok sebep mevcut.

Üstad Bediüzzaman Sait Nursi’nin "lafla peynir gemisi yürümez”   vecizesi bu konuyu oldukça  açıklamaktadır.

Konuyu sarih şekilde ve öz ifadeyle kısaca belirten şu örnek gerçekten düşündürücüdür.

“Bir gün genç bir adam, büyük düşünür Aristo’ya gelir yalvarır. “Lütfen hocam, bana bildiğin her şeyi ama her şeyi öğret. Bildiğin her şeyi, ama her şeyi bilmek istiyorum!”

 Aristo, "İstediğini düşüneceğim. Ancak önce birlikte nehre doğru şöyle yürüyelim" der.                             

Genç adam Aristo’nun yanında nehre doğru yürür. Nehre vardığında Aristo bir taş alır, suya atar. Genç adamdan taşı çıkarmasını ister.

Genç adam taşı çıkarmak için nehre eğilince Aristo, onu ensesinden kavrayıp kafasını suyun içinde sıkıca tutar.

Genç adam canhıraş bir halde kollarını sallayarak çırpınır durur. Aristo, genç adamın bu numaradan kendine bir ders çıkartmış olduğuna kanaat getirdiğinde kafasını sudan çıkarır.

Genç adam, nihayet  tekrar konuşabilecek hale gelince şaşkınlık ve öfkeyle sorar. ”Neden yaptınız bunu? Az kalsın boğuluyordum!”        

 Aristo cevap verir: “Sana bildiğim her şeyi öğreteceğim. Fakat öğrenmek istediklerine kesin ihtiyaç duymalısın. Öğrenmeye olan isteğin biraz önce nefes almaya duyduğun ihtiyaç gibi olmalıdır. Yoksa bunu başaramazsın. Zaten başarırsan da bu başarının sana bir faydası da olmaz."

 Evet çarpıcı örneğimizde başarının yolu yordamı apaçık olarak ortada mevcut durumdadır.  

Atalarımız, ”devleti bedava vermezler” dediğinde ne denli haklı oldukları belirgin biçimdedir.

İstenilen için mutlaka bedel lazım. Tıpkı terazi gibi. Bir tarafına bir kilo konulduğunda ibrenin denk gelmesi diğer kefeye de bir kilo ya da değerinde ağırlığın konulması şarttır.

Hasebiyle istediğimizin gerçekleşmesi için önce gerçekten istemek gerek. Çünkü istemeden olmuyor.

Günlerce acıktım, yemek demekle karın doymaz. Karnın doyması için bazı işler yapılmalıdır. Yemeğin, sofranın hazırlanması gibi işlemlerin ardından ancak karın doyar. Bunun gibi birçok canlı örnek mevcut.

Böylelikle başarı için şu sıralamayı takip etmeliyiz. Gerçekten başarıyı istemek, istenilenin gerçekleşmesi için yapılanı gerçekten yapmak ve ardından tevekkül sahibi olmaktır. Çünkü sonuç mutlaka istediğimiz gibi olmayabilir. Sonuç, Cenab-ı  Allah’ın taktiri dahilindedir. Tevekkül ehli olursak rahat ve huzurlu oluruz. Sonucu gönül  rahatlığıyla karşılarız.

Düşünce, söz ve davranış ilişkisi çok iyi kurulmalıdır. Yani isteklerimiz ve dediklerimiz için tüm gerekenleri yapmamız şarttır. Bunun dışında olanlar Sünnetullaha terstir. Fıtrata yani yaratılışa aykırıdır.

Demek ki tembellik, ihmallik ve umursamazlık hiçbir zaman kişinin hayatında asla olmamalı. Önce gerçekten  istemek, ardından gerektiği  gibi çalışmak,  sonucunda tevekkül sahibi olmak...

Kısaca başarı için önce istemek, sonra çalışmak ve ardından tevekkül...  Bu durum hayatımızda mutluluk kapsar.

Tevfik ve inayet Yüce Rabb'imiz Cenab'ı-Allah (C.C.)'tan, tevekkül ve ibadet bizdendir.

 

DİĞER YAZILARI Küresel Emperyalizm 01-01-1970 03:00 Üç Aylar 01-01-1970 03:00 Asr-ı Saadet 01-01-1970 03:00