Sultan 2. Abdülhamit Han’ın Yularsız Aslanı Mihrali Bey

Önder GÜZELARSLAN

01-01-2024 22:01

 

Başlık 2: Sultan 2. Abdülhamit Han’ın Yularsız Aslanı Mihrali Bey

 

Adına türküler yazılan, Rusların korkulu rüyası Mihrali Bey, 1844 yılında o zamanki Rusya sınırları içinde yer alan Tiflis vilayetinin Borçalı sancağına bağlı Darvaz köyünde dünyaya gelmiştir. Ailesi Kafkasların önemli Türk boylarından, at biniciliği ve iyi silah kullanmakta mahir olan meşhur Karapapak Türklerindendir. Babası Abdullah Efendi tarafından çok iyi yetiştirilen Mihrali Bey’in asıl ismi ise Ali’dir. İsminin Mihrali oluşunun farklı hikâyeleri vardır. Rivayete göre bir kurşun yarası vücudunda mühür gibi iz bıraktığı için ona Mühür Ali adını vermişler. Bir başka rivayette ise, Mihrali Bey’in her sözü emir niteliğinde olduğu için mühür gibi kabul görüp uygulanması ona bu ismin verilmesine sebep olmuştur. Her ne gerekçe ile verilmiş olursa olsun o isminin hakkını veren bir ömür yaşamış mühür gibi hayata damgasını vurmayı bilmiştir.  

Mihrali Bey, kısa boylu, karayağız, küçük yaşlarda ata binmeyi, silah kullanmayı öğrenmiş, gözü pek, çevik ve atik biridir. Hayatı 17 yaşında başına gelen bir olay ile tamamen değişmiş ve artık kendisini dağlara vermiş bir yiğittir. 17 yaşında babası Abdullah vefat eder ancak Ruslar babasının cenazesini gözdağı vermek için Karapapakların inançlarına uygun şekilde Müslüman mezarlığına gömülmesi yerine Rus Mezarlığı’na gömmüştür. Bu olay Mihrali Bey’i çok öfkelendirir, onur kırıcı bir durum olarak algılayıp hazmedemez. Rüyasında babasını görüp derhal harekete geçer babasının mezarını oradan kaçırarak Müslüman mezarlığına nakleder. Ancak bu esnada mezarlıktaki nöbetçi Rus askerler ile çatışır ve onları öldürür. Olayın duyulması üzerine de Darvaz’dan ayrılma kararı alır ve kendisini dağlara doğru atar.

Mihrali Bey bu olaydan sonra Rusların gözünde amansız bir eşkıya Karapapakların gözünde ise kahraman olmuştur. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı başlayıncaya kadar yaklaşık 15 sene kaçak bir hayat sürer. Bu dönemde Rusya, İran ve Osmanlı toprakları arasında zaman geçirir. Kendisi gibi kaçak durumda olan Karapapak Türkleri ile bir birlik kurar ve Rus köylerine baskınlar verir. Bu hareketleri ile Karapapakların gözünde bir kahraman olur, şöhreti her geçen gün yayılır.

93 harbi olarak da bilinen Osmanlı-Rus Savaşı patlak verince Rus Devleti Osmanlı’ya karşı savaşmak şartıyla bütün suçluları affeder. Bu duruma sevinen Mihrali Bey Borçalı’ya gelir ancak Ruslar adına savaşmak istemez, Osmanlı ordusuna katılma arzusu içindedir. Hiç vakit kaybetmeden Kars Kale Komutanı Hüseyin Hami Paşa’ya haber göndererek Osmanlı ordusuna katılacağını bildirir ve 120 atlı süvarisiyle birlikte Çıldır sınırından Osmanlı topraklarına girerek Osmanlı ordusuna katılır.

Osmanlı ordusuna katılan ve savaş süresince kullanacağı binbaşı rütbesi alan Mihrali Bey bölgedeki Karapapakların desteğini alması ve bölgeyi iyi biliyor olması sebebiyle çok önemli başarılar elde etmiştir. Savaş sırasında elde ettiği birçok ganimeti de Kars Kalesi’ne getirerek burada bulunan askerlere ulaştırılmasını sağlamıştır. Bütün bu başarıları sonucunda da Ahmet Muhtar Paşa’nın güvenini kazanmıştır. Ahmet Muhtar Paşa verdiği bütün görevleri başarı ile yerine getirmesi sebebiyle payitahttan Mihrali Bey’in nişanla taltif edilmesini talep eder. Bu talep uygun görülür ve Sultan 2. Abdulhamit Han tarafından “Yularsız Aslan” olarak nitelenen Mihrali Bey’e 5. Rütbeden mecidiye nişanı verilir. Mihrali Bey daha sonra Ahmet Muhtar Paşa’dan izin alarak Rus işgalinde olan köyü Darvaz’a gider ve burada akrabalarını toplayarak hepsini Osmanlı sınırına getirir.

Mihrali Bey bu sürede 6. göbekten torunu Bünyamin Ürker beyin ifadesine göre;

Darvaz’tan getirdiği akrabaları ile şu anda hala aynı adı taşıyan Kars ilinin Arpaçay ilçesinin Möküs köyüne yerleşir burada çok fazla kalmaz önce Erzurum’a oradan da Sivas’a gider. Erzurum da iken Erzurum savunmasına da katılır ve bu savaşta ağır yaralanır. 12 Aralık 1877 tarihinde Ahmet Muhtar Paşa İstanbul’a çağrılır. Mihrali Bey ve akrabaları da Ahmet Muhtar Paşa ile birlikte yola koyulur. Mihrali Bey yaralı olunca bir kızak ile taşınır. Mihrali Bey ve akrabaları Sivas’ın Ulaş ilçesine bağlı Acıyurt köyüne geldiklerinde oraya yerleşme kararı verirler. Böylece Mihrali Bey ile birlikte gelen Karapapaklar bu civarda bulunan 40 köye yerleştirilmiş olur.

Sivas Ulaş civarındaki köylere yerleştirilen Mihrali Bey ve diğer akrabaları Karapapak Türkleri ile bölge de yaşayan Ermeniler arasında zaman zaman sorunlar yaşansa da Padişah Sultan 2. Abdülhamit Mihrali Bey ve akrabalarına dokunulmasına müsaade etmemiş orada huzur içinde yaşamlarının sağlanmasını istemiştir. 93 harbinden 10 yıl sonra Mihrali Bey kurduğu 40. Hamidiye Süvari Alayı ile birlikte Bağdat’a gider ve oradaki eşkıyalara adım attırmaz hepsini etkisiz hale getirir. Bağdat’ta sükûneti sağlayarak tekrar Sivas’a geri döner. Fakat kısa bir süre sonra Sivas Valisi Mihrali Bey’i Yemen’de çıkan isyanı bastırmak için Yemen’e göndermek ister durumu padişaha bildirir. Padişah Sultan 2. Abdülhamit tercihi Mihrali Bey’e bırakır. Mihrali Bey yine görev düştü diyerek adamlarıyla birlikte yollara düşer. Uzun bir yolculuk sonrasında Yemen’e varırlar. Buradaki duruma el koyar ancak yakıcı çöl sıcaklarına çok fazla dayanamaz bir müddet süre hastalanır yatağa düşer. Kısa bir zaman sonra da Yemen’de vefat eder. 1844 yılında Tiflis’te başlayan hayatına büyük mücadeleler sığdıran Karapapak yiğidi Mihrali Bey’i rahmet ve minnetle anıyorum. Yazımı da onun adına yazılan türküden kısa bir alıntı ile tamamlıyorum.

 

Mihrali Bey Türküsü

Ben gidiyom Rüştü Bey’im ağlama

Köz koyupta ciğerimi dağlama

Alay gitti beni burada eğleme

 

Yemen’e de benim ağam Yemen’e

Endi m’ola Mihrali Bey Yemen’e

Kurdu m’ola çadırları çimene

Oğul köz düştüğü yeri yakar kime ne.

 

 

 

DİĞER YAZILARI Peygamber Aşkıyla Yanan Karenli Veysel Karani 01-01-1970 03:00 Müminin Şiarı Nezaketli Olmak 01-01-1970 03:00 2024 Mahalli İdareler Seçimini Nasıl Okumalıyız 01-01-1970 03:00 Sahi Babalar da Ağlar mı? 01-01-1970 03:00 Şair Yazar Siyaset ve Devlet Adamı Süleyman Arif Emre 01-01-1970 03:00 Miraç’a Açılan Kapı Kudüs 01-01-1970 03:00 Medeniyetin Yapısı Kitaplar ve Derik Kitap Fuarı 01-01-1970 03:00 Türk Hikâyeciliğin Duayeni 7 Güzel Adamdan Biri Rasim Özdenören 01-01-1970 03:00 Hiciv Ustası Bir Devlet Adamı Şair Eşref 01-01-1970 03:00 Bir Örnek İle Osmanlı Medeniyetine Bakış 01-01-1970 03:00 Çiftçilerin Refahı Artmadan Sanayicilerin Rekabet Gücü Artmaz 01-01-1970 03:00 Kitaplar Medeniyetin Anahtarıdır 01-01-1970 03:00 Sizin İçin Değerli Olan Hangisi 01-01-1970 03:00 Çaydalı Mangal Kömürü 01-01-1970 03:00 Tarihi Değiştiren Savaşlar 1 01-01-1970 03:00 Bereketli Toprakların Mayaladığı Elmalı’nın Gururu İbrahim Bedrettin Elmalı 01-01-1970 03:00 Edebiyat Dünyamızın Ustalarından Ahmet Hamdi Tanpınar 01-01-1970 03:00 Ölümsüzlük Ağacı Porsuk Ağacı 01-01-1970 03:00 Ölümsüzlük Ağacı Porsuk Ağacı 01-01-1970 03:00 Konuşulan Doğrular Değil, Yaşanan Doğrular Önemlidir 01-01-1970 03:00 Kayısı Cennetinden Hüzün Diyarına Dönen Malatya 01-01-1970 03:00 Mağaranın Fermantasyon Gücü “Larende” 01-01-1970 03:00 Lezzet ve Sağlık Kaynağı Zeytinyağında Tağşişe Dikkat 01-01-1970 03:00 Koruyucu Aileler ve Manisa Koruyucu Aileler Derneği 01-01-1970 03:00 Ormanlarımız ve Doğa Yürüyüşü 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin Tarıma Dair Sorunları ve Çözüm Önerileri 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin En Çevreci Kuruluşu Botaş 01-01-1970 03:00 Kraliyet Jölesi Arı Sütü 01-01-1970 03:00 Sabır, Şükür ve Fütüvvet 01-01-1970 03:00 Pembe Kuvars Taşı 01-01-1970 03:00 Yün Ne Büyük Nimetmiş Meğer 01-01-1970 03:00 Bağırsaklarımız İkinci Beyin mi? 01-01-1970 03:00 Darphane, Mangır ve Kayme 01-01-1970 03:00 Üstad Necip Fazıl ve Şiire Dair 01-01-1970 03:00 Darphane, Mangır ve Kayme 01-01-1970 03:00 Mutlu Olmak İçin Çöp Kamyonu Teorisini Uygulayalım 01-01-1970 03:00 Mutlu Olmak İçin Çöp Kamyonu Teorisini Uygulayalım 01-01-1970 03:00 Devrinin Yaşayan Kütüphanesi Mütefekkir Cemil Meriç 01-01-1970 03:00 Çiftçilerin Refahı Artmadan Sanayicilerin Rekabet Gücü Artmaz 01-01-1970 03:00 Cömertliğin En Üst Derecesi İsar 01-01-1970 03:00 Dünyayı Yaşanır Kılmanın Yolu 01-01-1970 03:00 Kışladan Avrupa’nın En Büyük Kütüphanesine 01-01-1970 03:00 İnsan En Değerli Varlıktır Asla Kırılmamalı 01-01-1970 03:00 Akdeniz Mutfağının Şifa Dolu Sebzesi Enginar 01-01-1970 03:00 Deyimlere Konu Olan Gülgillerden Bir Meyve “Ayva” 01-01-1970 03:00 Ömrünü Türk Milleti ve Kültürüne Adayan Bir İsim; Orhan Şaik Gökyay 01-01-1970 03:00 Kazdağları Eteğinde Bir Eko Turizm Durağı 01-01-1970 03:00 Gevher Nesibe Hatun ve Şifahanesi 01-01-1970 03:00 Kayı Boyunun Yaylağı Domaniç ve Hayme Ana 01-01-1970 03:00 Antik Çağda Bir Sağlık Merkezi “Asklepion” 01-01-1970 03:00 Küresel Ticaretin Kalbi MÜSİAD Fuarı Üzerine 01-01-1970 03:00 İnsanlık Tarihi ve Medeniyetlerin Doğuşuna İmkân Sunan Meyve İncir 01-01-1970 03:00 Umudun Yolu (Kağnı Kamyonu Yendi) 01-01-1970 03:00 Timüs Bezini Aktive Eden Mucizevi Manyetik Siyah Kum 01-01-1970 03:00 Tarih Kokan Atmosferde Doğa İle Buluşmak 01-01-1970 03:00 İstiklal Madalyalı Şehir İnebolu 01-01-1970 03:00 Seferberlik Çöreği 01-01-1970 03:00 İlk Müslüman Kadın Mucid Meryem El-İcliyye 01-01-1970 03:00 Zaferler ile Geçen Ay “Ağustos” 01-01-1970 03:00 Mimar Sinan, Eğri Minare Eğri ve Çocuk 01-01-1970 03:00 Seyyid Kurtşeyh Dede ve Devrekâni 01-01-1970 03:00