Başlık 2: Lezzet ve Sağlık Kaynağı Zeytinyağında Tağşişe Dikkat
Tarihi, Romalılar ve Antik Yunanlılara kadar uzanan zeytinyağı, zengin aroması, lezzeti, sağlığa sayılamayacak kadar faydaları olan ve binlerce yıldır sofralarda yer bulan Akdeniz kültürlerinin temel bir besin maddesidir.
Günümüzde her yemekte kullanılarak popülerliğini sürdüren zeytinyağı, yemek kültüründeki önemli yeri dışında, kalp hastalığı riskini azaltması, antioksidan özellikler sağlaması, iltihaplanmalara iyi gelmesi, güçlü bir kemik yapısının oluşması, kolesterol seviyesinin dengelenmesi, kansere karşı koruyucu etki göstermesi, beyin ve damar sağlığına katkı sağlaması bakımından da tüketilmesi tavsiye edilen antioksidan özelliklere sahip fenolik bileşikler içeren değeri çok yüksek bir üründür. Aslında bir meyve suyudur desek yanlış söylemiş olmayız.
Zeytinyağı, zeytin meyvesinin (olea europaea) sıkılması veya preslenmesiyle elde edilen bitkisel bir yağdır. Zeytin ağacının meyveleri olan zeytinler, yıl boyu büyük bir titizlilikle bakımı yapıldıktan sonra mevsiminde olgunlaşması sonucu yine hassasiyet gösterilerek toplanarak sıkım işlemine tabi tutulur böylelikle zeytinyağı elde edilmiş olur. Su ve yağ karışımı, bir ayrıştırma sürecinden geçirilerek elde edilen zeytinyağı artık tüketime hazır hale getirilir. Ülkemizde Kuzey Ege diye adlandırdığımız Çanakkale bölgesinden başlayarak, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın, Muğla bütün Ege sahilini kapsayarak Akdeniz sahilleri Antalya, Adana, Hatay ve güneye doğru gidildikçe Gaziantep ve Mardin bölgelerinde zeytin yetişir. Bütün bu bölgelerin zeytin çeşitlerinden zeytinyağı elde edilir. Takdir edersiniz ki zeytin çeşidi, toprak yapısı, hava ve iklim şartları, zeytin ağacına bakım, zeytin toplama tekniği, toplama sonrasında sıkıma ulaştırma zamanı, zeytinin toplama sonrası korunduğu ambalaj vs. bütün bu etkenler yağın kalitesini belirlemede önemli faktörlerdir. Tabi sıkım süreci apayrı bir etken. Sıkım sıcaklığı, sıkım sonrasında zeytinyağına katılabilecek karışım yağlar vb. kalite noktasında etken olmaktadır.
Besin değeri oldukça yüksek bir yağ olan zeytinyağının faydalarına yukarıda değinmiştim. Belki de sayamayacağımız kadar faydası olan zeytinyağı saç ve cilt bakımında da besleyici, nemlendirici etkilere sahiptir. Bu sebepledir ki hiç unutmuyorum çocukluğumuz da evlerimizde bolca zeytinyağı bulunduğundan annem bazen bize duş aldırmadan önce kafamızdan aşağıya maşrapa ile zeytinyağı döker vücudumuzu iyice zeytinyağı ile ovalardı.
Zeytinyağı içinde E vitamini dışında, A, D ve K vitamini bulunur. Tarif edemeyeceğimiz derece de güçlü antioksidanlar içeren, insan sağlığı için son derece faydalı ve önemli olan böylesi güzel bir ürünü bugün maalesef tağşiş yoluyla kirletiyoruz. Ülkemizde maalesef en çok tağşiş gıda ürünlerinde yapılmakta ve tağşişe uğrayan en birinci üründe yine üzülerek ifade edeceğim zeytinyağı. Tağşişin tam anlamı “karışım” demek. Sözlükte yer alan ekonomik anlamı ise; “kıymetli bir şeyi kıymetsiz bir şey ile karıştırma” anlamına gelen “altına bakır karıştırma ve saflığını bozma” olarak belirtilmektedir. Günümüzdeki anlamı ise daha çok gıda alanında tüketicileri aldatmaya yönelik yapılan hileli eylemleri kapsamaktadır. Tağşişe örnek vermek gerekirsek; arılara glikoz şurubu yedirerek bal üretmek, dana etine tavuk eti karıştırmak, peynir ve tereyağına bitkisel yağ karıştırmak, kırmızı ete soya eti karıştırarak kıyma elde etmek, Antepfıstığı tozuna bezelye tozu karıştırmak, süte su katmak ve natürel sızma zeytinyağına ayçiçek yağı, mısırözü yağı, soya yağı, pamuk yağı, pirina yağı ya da fındık yağı gibi farklı bitkisel yağlar ilave ederek elde edilen karışımı “zeytinyağı” adı altında satmak. Tüketiciyi aldatmaya yönelik hileli eylemler sınıfına giren tağşiş eylemi ne yazık ki ülkemizde son yıllarda çok yaygınlaşmaya başladı. Toplumun alım gücünün zayıflaması da buna biraz etken olmakta, Toplumun bilinçsizliği, kamu otoritesinin denetimsizliği ve sahtekâr, doyumsuz üretici veya satıcının varlığı tağşişin önünü açıyor.
Zeytinyağı ile ilgili sahtecilik olarak tanımlanan taklit ve tağşiş günümüze özgü yeni bir problemler olmayıp çok eskiden beri yapıla gelmektedir. Bunun sebebi ise zeytinyağının ilk çağlardan beri aranılan bir ürün olması, sağlığımıza yaptığı katkılarla bir yıldız gibi parlaması ve her zaman ekonomik değerinin yüksek olmasıdır. Peki zeytinyağında tağşişi ayırt etmek mümkün müdür? Ne yazık ki bu o kadar da kolay değil ancak hiç mümkün değil de diyemeyiz. Bunu laboratuvar ortamında yapılan kimyevi analizlerle anca anlayabiliriz. Ömrünü zeytinyağı içinde geçirmiş insanların bile zeytinyağındaki tağşişi anlaması olukça zordur. Zeytinyağının dolapta donmasının o yağın karışım olup olmadığı konusunda bilgi vermeyeceği gibi renginin koyu yeşil ya da açık sarı olması da bir kalite unsuru değildir. Yağın rengini, asit oranını, kokusunu belirleyen birçok faktör vardır. Bunlar başta zeytin çeşidi, ağacın bulunduğu konum ve bölgenin iklim şartları, toprak yapısı, ağaca yıllık bakımın doğru yapılıp yapılmaması, toplama usulleri, taşma ve ambalajlama, sıkım teknikleri vs. gibi etkenlerdir.
17 Aralık 2011 tarihli Gıda ve Yemin Resmi Kontrolüne Dair Yönetmeliğin 8 inci maddesi gereğince; laboratuvar sonucu ile taklit ve tağşiş yapıldığı kesinleşen gıda ve yemi üreten / ithal eden firmanın adı, ürün adı, markası, parti ve/veya seri numarasının bakanlık resmi internet sitesinde bakanlıkça kamuoyunun bilgisine sunabileceği hükmü yer alsa da bu markalı ürün üretenleri daha çok kapsamaktadır. Ancak ülkemizde bireysel zeytinyağı üreten, satan birçok kimseler var. Burada doğru ürünü doğru fiyatla satarak düzgün iş yapmaya çalışanlar olduğu gibi tağşişli ürün satmayı hedefleyen ve tüketicileri aldatan sadece tüketiciyi aldatmakla kalmayıp doğru ürün üreten ve satana da mâni olan onun önünü kesmeye çalışan bir sürü sahtekarla karşılaşmamız mümkün. Hatta son yıllarda sosyal medya üzerinden reklam yaparak ucuz zeytinyağı satıyoruz imajı ile tüketiciyi yanıltmaktadırlar. Ancak bilinçsiz tüketiciler bu tarz eylem içinde olanların ürünlerini alarak hem onların hileli ürün satmalarının önünü açıyor hem de doğru iş yapmaya çalışanların önünü tıkamış oluyorlar. Hem de en önemlisi kendi sağlıklarını tehlikeye atıyorlar.
Bu hafta içinde İstanbul’da gerçekleştirilen Gıda Fuarına katılan birçok zeytinyağı üreticisi ile bu konuyu konuştuk hepsi bu konudan muzdarip ve dertli. Devletin ciddi denetim yapmamasından şikayetçiler. Tüketicilerin doğru bilinçlendirilmediğinden dert yanıyorlar. Aslında sahtekarca hileli ürün satanlara biraz da tüketici pirim veriyor. Kendi sağlığını hiçe sayarak aldığı bu ürünleri bir de çevrelerine tavsiye ediyorlar. İnsan sağlığı için paha biçilmez değere sahip binlerce yıldır insanlığın tükettiği zeytinyağının tağşişle satılması son derece üzücü bir durum. Devletin denetim mekanizmalarını devreye sokarak tağşişli, hileli ürün satanları tek tek ifşa edip bunlara çok ağır cezalar vermesi, yaptırımlar yapması gerekir. Eğer devlet böyle tağşişli ürün satarak tüketicileri aldatanlara ağır yaptırımlar getirse bir daha tağşişli, insan sağlığını tehlikeye atan bu tarz ürünleri hiç kimse piyasaya süremeye cesaret edemez. Denetim boşluğundan istifade eden hileli üreticiler hala hiç utanmadan insanların gözünün içine sokarak tağşişli ürünlerini satmaya devam ediyorlar.
Benzersiz lezzetiyle sofraları renklendiren zeytinyağından doğru şekilde faydalanmak istiyorsak tağşişe uğramamış olanlarını tercih etmelisiniz. Piyasada gerçek zeytinyağı olduğu iddia edilen fakat çeşitli maddelerle seyreltilmiş olan pek çok sahte zeytinyağı bulunmaktadır. Bu seyreltilmiş zeytinyağları başta mide ağrısı olmak üzere pek çok olumsuz etkiye neden olabilmektedir. Farklı maddeler ile seyreltilen veya içeriği değiştirilen tağşiş zeytinyağları, piyasada tahmin ettiğinizden de çok fazla yer kaplamaktadır. Devletin denetimsizliği bir yana bu ürünlerin piyasa da oldukça yaygın olmasında tüketicilerinde sorumluluğu var. Tağşişli ürünleri eğer satın almaz iseniz bu ürünü üreten kimselerde alıcı bulamayınca satış yapamaz hale gelir. Sağlığınız için lütfen tağşişe uğramamış zeytinyağını tercih edin. Ekonomik imkanınızın el verdiği kadarıyla doğru hilesiz ürün satın alın. Böylelikle hem kendi sağlığınıza değer vermiş, saygı duymuş olursunuz hem de tağşişsiz, doğru düzgün ürün üretenleri korumuş kollamış olursunuz.