GENEL
Giriş Tarihi : 09-11-2023 20:50

Yüksek Yargıda 'Karar' Krizi

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM'nin Can Atalay için "hak ihlali" kararına uymadı, kararı veren üyeler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Yüksek Yargıda 'Karar' Krizi

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için "hak ihlali" kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. 

3. Daire, Can Atalay hakkında talep edilen tahliye kararına uyulamaması yönünde karar aldı. 

Daire, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, “Anayasa hükümlerini ihlal eden ve kendisine verilen yetki sınırlarını aşarak hak ihlalinin kabulü yönünde oy kullanan ilgili AYM üyeleri hakkında gereğinin takdir ve ifası" için suç duyurusu yaptı. 

Daire, Atalay'ın milletvekilliğinin de düşürülmesi için TBMM’ye bildirimde bulundu.

Yargıtay 3. Dairesi, Atalay hakkındaki mahkûmiyet kararının onanması ile "hükümlü" sıfatını kazandığını da ifade ederek, Anayasaya göre milletvekilliği ile bağdaşmayan suçlardan kurulan mahkûmiyet hükmünün milletvekilliğini düşüreceği yönünde görüş bildirdi.  

Başlık 2: AYM kararına uyulmamasına

Yargıtay 3. Daire'nin oy birliğiyle aldığı karardaki tartışma yaratan ifadeler şöyle: 

"..... Anayasa Mahkemesi’nin 2023/53898 numaralı, Can Atalay’ın bireysel başvurusu hakkında 25.10.2023 tarihli ihlal kararına hukuki değer ve geçerlilik izafi edilemeyeceği cihetle, bu bağlamda Anayasa’nın 153. maddesi kapsamında uygulanması gereken bir karar bulunmamakla; keza Şerafettin Can Atalay hakkında verilen mahkumiyet kararının temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucu 28.09.2023 tarihinde Dairemizin 2023/12611 esas 2023/6359 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen ve infazı kabil bir hükmün mevcudiyeti karşısında; Anayasa Mahkemesi’nin anılan kararına uyulmamasına,"

Başlık 3: Milletvekilliğinin düşürülmesi işlemi

Kararda, Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi yönündeki değerlendirmeler ise şöyle:

"Can Atalay hakkındaki mahkumiyet hükmünün 28.09.2023 tarihinde Dairemiz tarafından onanması ile hükümlü sıfatını kazandığı ve Anayasa’nın 84/2. maddesinde milletvekilliğinin düşmesi sebeplerinden biri olarak 'kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinin' düzenlenmiş olduğu, Anayasa’nın 76. maddesinde sayılan milletvekilliği ile bağdaşmayan suçlardan kurulan mahkumiyet hükmünün milletvekilliğini düşüreceği, Anayasa’nın 84/2 maddesi yönünden Anayasa Mahkemesi’ne müracaat imkanı tanınmadığı ve Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda inceleme yetkisinin de bulunmadığı gözetilerek; hükümlü Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik işlemlere başlanması için kararın bir örneğinin TBMM Başkanlığı’na gönderilmesine,

Başlık 4: AYM üyeleri hakkında suç duyurusu

Anayasa hükümlerini ihlal eden ve kendisine verilen yetki sınırlarını yasal olmayacak şekilde aşarak hak ihlalinin kabulü yönünde oy kullanan ilgili Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında gereğinin takdir ve ifası için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına,

Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde mütalaaya uygun olarak, dosyanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdiine, 08.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.”

Başlık 5: Tepkiler, değerlendirmeler

Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin aldığı karara yönelik tepkiler "Anayasal düzene darbe" nitelemesiyle geldi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise "sorunların hukuk içinde çözüleceği" mesajı verdi.

Gelen tepki ve değerlendirmelerden bazıları şöyle: 

Başlık 6: -TİP Genel Başkanı Erkan Baş: "Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Anayasa’nın açık ve net hükmüne rağmen “AYM kararına uyulmaması” kararı alması açıkça anayasayı çiğneme girişimidir. Herhangi bir makamın, 'Anayasa ve Anayasa Mahkemesi'ni tanımıyoruz' açıklaması yapması, üstelik Anayasaya ve yasalara uygun olarak aldıkları bir karar nedeniyle AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması, yetmezmiş gibi bir de TBMM’ni tehdit etmesi açık bir darbe girişimidir."

Başlık 7: -Türkiye Barolar Birliği: "Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin, Anayasa Mahkemesi'nin Ş. Can Atalay başvurusunda verdiği ihlal kararı üzerine bugün aldığı 'uymama' ve Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması şeklindeki kararı Anayasal düzeni değiştirme teşebbüsüdür.... 

Bu karara imza atan Yargıtay üyeleri derhal görevden el çekmeye davet edilmeli ve haklarında Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu tarafından ceza soruşturması başlatılmalıdır. Birliğimiz tarafından Anayasal düzeni yok sayan ilgili Yargıtay Daire Üyeleri bakımından 'görevden el çektirmeye davet' yaptırımının uygulanması için Yargıtay Yüksek Disiplin Kurulu'na yarın itibariyle gerekli başvuru yapılacaktır."

Başlık 8: -CHP Genel Başkanı Özgür Özel: "Yaşanan gelişmeler hafife alınamaz, görmezden gelinemez. Bu, anayasayı ihlal suçunun ötesinde anayasal düzene karşı kalkışma girişimidir. Derhal bastırılmalıdır." 

Başlık 9: -Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu:  "Bu karar karşısında Saadet Partisi ve Gelecek Partisi Grubu olarak sonuna kadar direneceğiz. Yarın bu çerçevede bir basın toplantısı yapacak ve bu kararlılığımızı kamuoyuyla paylaşacağız. TBMM'de yarın uluslararası sözleşmeler konusunda alınacak bütün sözler sadece bu konuya inhisar ettirilecektir. Çünkü böylesi bir Anayasal bir darbenin yapıldığı yerde başka hiçbir konu tartışılamaz. Bütün siyasi partilerle, hukuk kurumlarıyla temasa geçilerek bu konuda çok geniş kapsamlı bir faaliyet hep birlikte gerçekleştirilecektir."

Başlık 10: Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ: "Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi kararını tanımayıp, Ağır Ceza Mahkemesi’ne kendi kararını göndermesi açık bir Anayasa ihlalidir."

Başlık 11: -Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: "Gezi kalkışması sebebiyle Türk Ceza Kanununun 312. maddesi uyarınca, 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan verilen kesinleşmiş mahkûmiyet hükmü sonrasında, bu hükümle ilgili olarak verilen Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları üzerinden yapılan değerlendirmelerde 'Meclise yönelik darbe yapıldığı' şeklinde açıklamalarda bulunmak son derece yanlış ve sorumsuzca bir harekettir.

Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Mahkeme kararlarını bahane ederek sokak hareketleri çağrısında bulunmanın kimseye bir yararı yoktur. Hukuk devletinde sorunlar sokakta değil, yine hukuk içinde öngörülen mekanizmalarla çözülür."

Başlık 12: -AK Parti Genel Başkanı Yardımcısı Hayati Yazcı: "Öyle olaylar olur ki, analiz yapmak için, konuşsan da konuşmasan da sorun olur. Hiç ve asla olmaması gereken öylesi bir olay yaşıyoruz. Yazık, çok yazık. Devleti oluşturan erkler, sorun çözümler. Asla sorun üretmez, üretemez. Birbirini çelmeleyemez"

Başlık 13: -AK Parti eski MYK üyesi Şamil Tayyar:  "AYM'nin kararını eleştirmek/yanlış bulmak ayrı, karara uymamak ayrıdır. Eleştirebilir, yanlış bulabilirsiniz ama uymamazlık edemezsiniz. Anayasa hükmü açık, karar bağlayıcıdır.

Yargıtay 3.Ceza Dairesi’nin AYM kararına ‘uymama’ iradesi, hukuki değildir. Kaldı ki AYM’nin benzer mahiyetteki Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Leyla Güven hakkındaki ‘hak ihlali’ kararına uyulmuştu.

AYM üyeleri hakkındaki suç duyurusu ise garabettir. Yargı eliyle hortlatılan bu tür hukuk dışı uygulamalar askeri vesayet dönemini hatırlatıyor, çok üzücü."

Kaynak: Ajans Bizim

Bilal KARADAĞBilal KARADAĞ