Doç. Dr. Şebnem Özdemir, bağımlılık yapan yapay zekâ döneminin başladığını belirterek, "Soru sorma kabiliyeti, eleştirel düşünme becerisi yüksek çocuklar geliştirmek zorundayız” dedi. 

İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Özdemir, özellikle ailesi tarafından yeterince desteklenmemiş, sosyal kabulü güçlendirilmemiş olan çocuklarda kendisini hiçbir zaman yargılamayacak, ne söylese cevap verecek olan makineyle sosyalleşme isteğinin arttığını belirtti. Bu durumun “bağımlılık yapan yapay zekâ dönemine” neden olabileceği konusunda uyararak “ebeveynlerin tedbirler alması gerektiğini" söyledi. 

Çocuklara doğru bilgiye erişmek için mücadele etme ve merak duyguları kazandırılmasının kritik olduğunu belirten Şebnem Özdemir, şöyle konuştu:

 “Kullandığımız aracı, kullanma biçimimiz bize fayda sağlayabilir, zarar da verebilir. Dolayısıyla burada yapay zekâyı kesinlikle tembelleştirme ya da kesinlikle ileriye götürür diye değerlendirmek çok doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Fakat, çocuğa bilgiye erişme, bilgiyi merak etme, bilgiye erişirken mücadeleci olma, şüpheci olma, meraklı olma duygularını kazandırmazsak maalesef tabii ki bilimsel çalışmalar bize yapay zekanın kalıcı hafızasına zarar vereceğini, öğrenme süreçlerini baltalayacağını söyler. İşte tam bu noktada ebeveynlerin ve öğretmenlerin çok ciddi bir rolü var. 

Soru sorma kabiliyeti, eleştirel düşünme becerisi yüksek çocuklar geliştirmek zorundayız. Hücre nedir? Kedi nedir? Bu sorulara ihtiyacımız yok. Tamamıyla yaratıcılığı besleyebilecek, cevabını kitaplardan okuyarak öğrenemeyeceğimiz ve ezberleyemeyeceğimiz sorulara ihtiyacımız var. Bu sorularla çocukları buluşturduğumuzda makinayı, yani yapay zekâ ile kullanan çocuğun hafızasının, vizyonunun, becerilerinin güçlerine şahit olacağız.” 

Başlık 2: “YZ'nin yanıtını teyit etmek zorundayız" 

Çocuklara makinelerin yanılabileceğinin öğretilmesi gerektiğin ifade eden Özdemir yapay zekanın kullanımı ve sınırlarıyla ilgili şunları söyledi:

“Her aracın, dünya sahnesine çıkmış olan her teknolojinin, insanoğlunun kullanma biçimine göre, etkisi olumlu ya da olumsuzdur. ChatGPT olarak popüler olan metin tabanlı üretken YZ'ler (Claude, Gemini, LLAMA, DeepSeek R1 gibi büyük dil modelleri); çocuğun bilgi alma alışkanlığı, ailesi ve öğretmenleri tarafından kazandırılmadığında YZ'yi kutsal/tartışılmaz bir bilgi kaynağı, görecek ve bu durumda kalıcı hafızası zarar görecektir. Bazı durumlarda da çocuk gerçek olmayan kurgu içeriklerle buluşacaktır. Bizim önce bu noktada çocuğu doğru yönlendirmemiz lazım. Bu makine yanlış bilebilir. Makine doğruyu söylemeyebilir. Bu makine her şeyi bilmeyebilir. Soruyu sorduğumuzda aldığımız cevaba yüzde yüz inanmamamız gerektiğini, sorunun cevabını farklı kaynaklardan teyit etmemiz, araştırmamız gerektiğini öğretmek zorundayız.”

Başlık 3: “Bağımlılığa karşı tedbirli olunmalı" 

Yapay zekânın çocuklar üzerinde oluşabilecek zararlarına da değinen Özdemir, konuyla ilgili açıklamasında,

“Faydası olduğu kadar tabii ki zararları da var. O makinelerde standartlar belli değil. Çocuklara uygun olmayan zarar içeriklerinin kurgulanması ya da bir çocuğun kelimelerinden doğacak olan görüntülere pedagojik olarak uygun olmaması mümkün. Yani her zaman yaptığımız gibi tam eski usul, ebeveyn olarak yanında olacağız, süreçte destekleyeceğiz. Makineyle çocuğu yalnız bırakmayacağız."

Başlık 4: "Hep erkeği düşünen makine"

Özdemir, bu teknolojinin çocukların gerçeği olacağını, onunla yaşayacağını, onunla yaşlanacağını kabul etmek gerektiğini de dile getirdi. 

Kültür dışında yapay zekanın önyargıları da olduğunu belirten Özdemir, "Maalesef yapay zekanın kadına karşı ön yargısı da oldukça yüksek. Veri bilimci olarak takımının en başarılı veri bilimcisi kimdir sorusunu sorduğumuzda hep bir erkeği düşünen makine ile karşı karşıyayız. Tam bu noktada anneler, özellikle kız çocuklarınızı lütfen teknolojiye karşı daha güçlü, daha istekli destekleyin. Çünkü veri temelli yapay zekaların dünyasında daha fazla kadın yer bulmazsa makina önümüzdeki 108 yıl daha kadına karşı önyargılı olacak” dedi. 

Özdemir, YZ'nin bir makineden çok "zeki bir yapı" olduğunu da belirterek, "Dolayısıyla onunla etkileşime geçen çocuğun karşısında sadece bir araç değil, bir makine değil, aynı zamanda zeki bir varlık olduğunu, bu varlığın kırılabileceğini, bu varlığın kayıt altına aldığını, bu varlığın ondan öğrendiğini biliyor ve anlıyor olmasına ihtiyacımız var” diye konuştu.  

Kaynak: Ajans Bizim