Başlık 2: Biraz da Selahaddin-i Eyyübi
Selahaddin-i Eyyübi 1138 yılında Tikrît’te doğar. Babası Necmeddin Eyyûb , Nûreddin’in Haçlılar’la mücadelesinde ve onun Dımaşk’ı ele geçirmesinde önemli rol oynar bu nedenle Nûreddin, Eyyûb’u Dımaşk valiliğine tayin eder. Böyle bir ortam içinde şehzade gibi yetişen ve iyi bir eğitim gören Selâhaddin genç yaşlarında Haçlılar’a karşı yapılan seferlere katılır ve Dımaşk şahneliğine kadar yükseldi.
1164 ve 1169 yıllarında Mısır’a yapılan seferlere katılan Selâhaddin usta bir kumandan ve devlet adamı olarak sivrilir. Selâhaddin Mısır’a hâkim olunca kendisine ve Türker’e karşı direnen Fâtımî çevreleriyle, onları destekleyen Haçlılar ve Bizanslılar ’la mücadeleye girişir. Saray ağası Cevher ’in liderliğindeki Fâtımî muhalifleri Selâhaddin’i iktidardan düşürmek için Haçlılar’la temasa geçer. Bunu öğrenen Selâhaddin Cevher’i ortadan kaldırır. 1170 ve 1173 yıllarında Selâhaddin, Kudüs Haçlı Krallığı’na karşı seferlere başlatır.
12 Ekim 1174 yılında 700 süvarinin başında Kahire’den Dımaşk’a hareket eden Selâhaddin’in başlıca iki hedefi vardı: Nûreddin’in kurduğu devletin dağılmasını önlemek, Haçlılar’ın elinde olan Kudüs’ü ve diğer toprakları kurtarmak. Selâhaddin Dımaşk’ta taraftarlarınca coşkuyla karşılandı.
Selâhaddin, Ağustos 1176’da Halep-Musul kuvvetleriyle anlaştıktan sonra Haşhaşîler’in merkezi Masyâf Kalesi’ni kuşatıp topraklarını yağmalar. Haşhaşîler bu olayın ardından onunla iyi geçinmeye söz verirler ve bir daha Selâhaddin’le Haşhaşîler arasında olay çıkmaz.
II. İmâdüddin Zengî Sincar, Habur, Nusaybin, Serûc şehirleri karşılığında Halep’i Selâhaddin’e bırakır ve ona tâbi olmayı kabul eder 11 Haziran 1183 Selâhaddin Halep’i ele geçirmekle muhaliflerini etkisiz hale getirdiği gibi büyük bir stratejik avantaj sağlar ve Kudüs yolu kendisine açılmış olur. Bu sebeple Halep’in Selâhaddin’in eline geçmesi Haçlılar’ı telâşlandırır.
Selâhaddin bir yandan devleti dağılmaktan kurtarmak, Ortadoğu’da İslâm birliğini sağlamak için uğraşırken bir yandan da Haçlılar’la mücadele etmek zorunda kalır. Onun bu dönemde Haçlılar’a karşı ilk önemli seferi 14 Kasım - 9 Aralık 1177 tarihleri arasında gerçekleştirdiği Gazze-Askalân seferidir. Sultan Mısır’dan yapılan bu sefer sırasında düşmanın direncinin az olduğunu görünce hemen Remle’ye doğru ilerledi.
Selâhaddin bu zaferden sonra hızlı bir fetih hareketine girişir. Filistin’de Akkâ, Taberiye, Askalân, Nablus, Remle, Gazze dâhil birçok kaleyi ele geçirir. Birkaç hafta içinde büyüklü küçüklü elli iki şehiri fetheder, sıra Kudüs’e gelir. Sultan 20 Eylül 1187’de Kudüs’ü kuşatır. Miraç mucizesinin yıl dönümü olan 2 Ekim 1187 Cuma günü Kudüs’ü fetheder. Sûr şehri hariç Filistin’deki bütün kaleler bir yıl içerisinde tamamen Selâhaddin’in eline geçer.4 Mart 1193 tarihinde Şam’da vefa eder, Şam’da bulunan Emevi Camine defin edilir.
Mehmet Akif Ersoy onu “Şark’ın en sevgili sultanı”, Fransız tarihçisi Champdor “İslâm’ın en saf kahramanı” diye nitelemiştir. Selâhaddin kaynakların ittifakla belirttiğine göre dindar, merhametli, cömert, güler yüzlü, vakur, sağlam iradeli, mert ve heybetli bir kişiydi.[1]
Selahaddin-i Eyyübi’nin Güzel Sözleri
-Dostlarıyla uğraşanlar, düşmanlarıyla savaşamazlar.
-Kudüs işkâl altındayken, ben nasıl gülebilirim.
-Eğer savaş yapmadan bir milleti çökertmek istiyorsanız, genç kuşak arasında çıplaklığı ve zinayı sıradan hale getirin.
A. Bahattin YETİŞ
[1].Ramazan ŞEŞEN. https://islamansiklopedisi.org.tr/selahaddin-i-eyyubi