Başlık 2: Biraz da Ali Şerîatî (İranlı Fikir Adamı)
24 Kasım 1933’te Horasan’ın Şebziver yakınlarındaki Kahak köyünde doğar. İlköğrenimine Mezînân’da başlar, Meşhed’deki Firdevsî Lisesi ve Öğretmen Okulu’nda okur. Meşhed Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden 1958 yılında mezun olur. Üniversitede öğrenci iken sınıf arkadaşı Pûrân Razavî ile evlenir. Lisansüstü eğitimi için Fransa’ya gider. Özellikle Massignon, Gurwitch ve Berque’in incelemelerine duyduğu hayranlık, onun kendi toplumunun dinî ve mistik tarihine daha gerçekçi bir şekilde eğilmesini kolaylaştırır. Öte yandan başta Cezayir olmak üzere bağımsızlık mücadeleleriyle ilgilenip onlara destek sağlar. İran’a dönünce şahlık rejimine karşı faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle tutuklanır ve bir buçuk ay hapis yatar. Şeriati Şiî çizgisinde İslâmî eğitimin verildiği, özellikle Ehl-i beyt sevgisinin aşılandığı Hüseyniyye-i İrşâd adlı merkezdeki konferans ve derslerinde rejim karşıtlığını devam ettirdiği ile ilgili gerekçeyi ileri sürülerek yeniden tutuklandıysa da daha sonra çeşitli baskılar karşısında şartlı olarak serbest bırakılır, ailesi ve yakın çevresi Sâzmân-ı Ittılâat ve Emniyyet-i Kişver (SAVAK) tarafından sürekli göz hapsinde tutulur. Hapishaneden çıkınca devletin kendisine karşı duyduğu güvensizlik artarak devam eder. Şerîatî sınırlı düzeyde de olsa görüşlerini dile getirmeyi hep denedi. Fakat hayatı kendisi ve ailesi için çekilmez bir hal alınca 16 Mayıs 1977’de yurt dışına çıkmak zorunda kalır. Aynı yılın 19 Haziranında Londra’daki evinde ölü bulunur, Bugün İran’da “şehit doktor” diye anılan Ali Şerîatî, Şam’da Hz. Peygamber’in torunu Zeyneb’in kabrinin yanına defnedilir.
Aslında liseden itibaren başta Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Mes̱nevî’si olmak üzere tasavvufun belli başlı klasikleriyle ciddi şekilde ilgilenmesi düşüncelerine manevi bir zenginlik katmıştır, Şerîatî’ye göre insanın yaratılışı ve kendisine halifeliğin verilişi, yeryüzündeki otorite ve kulluk ilişkilerinin nasıl düzenleneceği konusunda Müslüman topluma esaslı bir model sunmaktadır, aynı kaygılarla, Hz.İbrâhim’in bilinen tevhid vurgusunu evrensel bir dünya görüşü için yeniden kurgulamış, Hz. Muhammed’in hicretini tarihsel dönüşüm fikrine elverişli bir sosyal teoriye dönüştürmüştür.[1]
Ali Şeriati’nin Güzel Sözleri
-Mürekkebin akmadığı yerde kan akar.
-Ey Rabbim! Dindarlarımıza din nasip et.
-“İşe yaramaz mollalar kitap yüklü eşek gibidir”
-Kim daha fazla insan ise, daha fazla dertli olur.
-İnsan, dua ile Allah’a yaklaşır, Allah’ da insanın kalbine.
A. Bahattin YETİŞ
[1] Necdet SUBAŞI https://islamansiklopedisi.org.tr/seriati-ali