Başlık 2: Biraz Da Emîr Sultan

1368 yılında Buhara’da doğar. Asıl adı Şemseddin Muhammed’dir, çocuk yaşta çok iyi bir eğitim alır. On yedi on sekiz yaşlarında iken babası vefat eder, Şemseddin Muhammed, bir süre çömlekçilik yaptıktan sonra Seyyid Usûl, Seyyid Nâsır, Seyyid Ni‘metullah, Ali Dede, Baba Zâkir gibi mutasavvıflarla hacca gitmek üzere Buhara’dan ayrılır. Birkaç yıl Medine’de kaldıktan sonra Bağdat’a uğrayarak tezkire müellifi Âşık Çelebi’nin ceddi Seyyid Muhammed en-Nattâ’nın misafiri olur. Ardından onunla birlikte Anadolu’ya geçer. Karaman, Niğde, Hamîd-ili, Kütahya ve İnegöl yoluyla Bursa’ya gelir. Kafileye yol boyunca kandil şeklindeki bir nurun rehberlik ettiği, bu nurun söndüğü yere defnedileceğinin kendisine bildirildiği rivayet edilir. Bursa’da şöhreti kısa zamanda yayılan Şemseddin Muhammed giderek şehrin en çok saygı gören şahsiyetlerinden biri haline gelir ve Emir Sultan  adıyla anılır, 

Yıldırım Bayezid’in kızı Hundi Hatun ile evlenir. Molla Fenârî gibi bazı büyüklerin de yardımıyla Emîr Sultan, Yıldırım Bayezid’in Timur tarafından gönderilen elçileri öldürtmesine engel olur. Ankara Savaşı’nın ardından Bursa’nın Timur ordusu tarafından işgali sırasında Molla Fenârî ve İbnü’l-Cezerî ile birlikte Emîr Sultan da Kütahya’da bulunan Timur’un huzuruna götürülür. Bir süre sonra serbest bırakılarak yine Molla Fenârî ile birlikte Bursa’ya döner. II. Murad tarafından 1422’de yapılan İstanbul kuşatmasına Emir Sultan da katılır. Bu kuşatmanın tarihini yazan Bizans tarihçisi Ioannec  Kananoc, Emir Sultan’ın 500 kadar dervişiyle birlikte büyük bir debdebeyle padişahın ordugâhına geldiğini, hücum vakti olarak tayin ettiği 24 Ağustos Pazartesi günü öğleden bir saat sonra dervişlerinin başında at üstünde kılıç ve kalkanıyla surlara yaklaşıp kılıcını çekerek üç defa salladıktan sonra hücuma geçtiğini,  bu işaret üzerine Türk ordusunun taarruza kalktığını anlatır.

Emir Sultanın Şöhreti Bursa’dan sonra Osmanlı hâkimiyeti altındaki topraklarda giderek yayılmış ve hakkında birçok menkıbe teşekkül etmiştir. Bunların en meşhuru, Bursa’da Yıldırım Bayezid tarafından Emir Sultan’ın tavsiyesiyle yaptırılan Ulucami ile ilgili olanıdır. Bu menkıbeye göre caminin inşaatı sırasında Yıldırım Emir Sultan’a bina hakkındaki görüşünü sorar, Emir Sultan da caminin dört köşesinde birer meyhaneden başka bir eksiği kalmadığını söyler, bu uyarı üzerine padişah içkiye tövbe eder.

Emir Sultan’ın 1430 yılında Bursa’da çıkan bir veba salgınında vefat eder Cenaze namazını o sırada Bursa’da bulunan Hacı Bayram-ı Velî kıldırır ve Emir Sultan Bursa’ya defnedilir.[1]

Başlık 3: Emîr Sultan’dan

-Eğer gönlün benimle olursa,

-Yemende olsan bile yanımdasın,

-Eğer gönlün benimle değilse,

-Yanımda olsan bile uzaktasın!

                                                                                                                 

 

 

[1] Hüseyin ALGÜL,Nihat AZAMAT https://islamansiklopedisi.org.tr/emir-sultan