Başlık 2: Biraz da Fîhi Mâ-Fîh (2)
(Mevlana’nın Sohbetlerinden Meydana Gelmiş Kitaptır)
Mevlana buyurdu ki:
Ne gelirse içimden, onu söylüyorum ben. Allah dilerse şu azıcık sözü faydalı bir hale getirir; onu gönüllerinizde saklatır, unutturmaz; pek büyük faydalar verir size. Fakat dilemezse yüz bin söz söylenmiş say; hiçbiri de gönülde durmaz, akılda kalmaz; hepsi geçer, unutulur-gider. Hani elbiseye sıçrayan kıvılcım gibi... Allah dilerse bir tek kıvılcım, sönmez de büyüdükçe büyür. Fakat diledi mi de yüz kıvılcım sıçrarsa hepsi söner, hiçbir şeycik yapmaz. "Göklerin orduları, Allah’ındır." Bu sözler de Allah ordularıdır; Allah’ın izniyle kaleleri açar, zapt eder. Bu kadar bin atlı, gidin filân kaleye, kendinizi gösterin, fakat kaleyi almayın diye buyurursa öyle yaparlar. Amma bir tek atlıya, git, o kaleyi al buyruğunu verirse o tek atlı, kalenin kapısını açar, kaleyi zapt eder. Bir sivrisineği Nemrut’a musallat eder, onunla Nemrut’u öldürür. Hani derler ya; Arifin katında pulla dinar, arslanla kedi birdir. Allah bereket verirse bir pul, bin dindarın yaptığı işi yapar, hatta daha da fazlasını başarır. Fakat bin dinardan bereketi kaldırdı mı bir pulun gördüğü işi bile göremez. Birisine de kediyi musallat etse, Nemrud’u bir sivrisinek nasıl öldürdüyse o kedi de onu öldürür; fakat dilemezse Arslan bile onun karşısında tir-tir titrer yahut da ona binek kesilir. Nitekim dervişlerden bazıları arslana biner; nitekim ateş, İbrahim’e karşı soğumuştur, esenlik olmuştur; yeşermiştir, güllük-gülistanlık kesilmiştir; çünkü Allah, onu yakmak için izin vermemişti ateşe. Hâsılı her şeyin Allah’tan olduğunu bilenlerin katında hepsi de birdir. Allah’tan umudumuz var, siz de bu sözleri içinizden duyarsanız, can kulağıyla işitirsiniz, fayda veren de budur zaten. İçerden bir hırsız yardım etmez de kapıyı açmazsa dışarıdaki bin hırsız, kapıyı açamaz. Dışardan bin söz söylesen içerde bir gerçekleyici olmadıkça fayda vermez. Bir ağacın kökünde yaşlık olmazsa bin sel akıtsan fayda etmez hani. Onun kökünde bir yaşlık olmalı ki, ona yardım etsin.
A. Bahattin Yetiş